test of time

I just went through more than a hundred papers that I saved to read later almost 8 years ago. Now 90 percent of them looks not worth reading at all.

Standing the test of time is a very efficient filter. You do not have to exert any effort at all. Just put the issue on hold for some time and it resolves itself.

Isn't that just magical?

Now that I got into the mood, I decided to go through my actual physical library as well. Half an hour later I discarded around 40 books while repeatedly whispering myself "Why did I even read this shit?"

Letting the society figure out the best out there is also a very powerful tool. Although the societal filter may not exactly match your tastes and interests, due to its greater longevity, it is much more efficient than yours.

How many 1000 years-old books do we still find worth reading today? 10? 20? I have no idea but it is a very small number compared to the actual number of books written.

Today, around 2-3 million books are published worldwide every year. 99.99 percent of them is crap and contains absolutely no universal truths about the human kind or the physical universe. Slowly or not, they will all die off. (Even scientific facts have an average life-time of 45 years.)

yemeksepeti'ni neden sildim

Yaklaşık bir hafta önce Yemeksepeti uygulamasını telefonumdan sildim. Bu tarz inovasyonların topluma faydadan çok zarar getirdiğini düşünüyorum:

- Kalori almak için bile kalori harcamayan, sürekli göt büyüten bir nesle döndük. (Herşey ayağımıza gelsin, götümüzü kaldırmayalım diye girişimcilerimiz kafa patlatıyor. Tabi mentörlerimiz ve yatırımcılarımız da gazı veriyor.)

- Sağlıksız yemekler bir dokunuş uzağımızda olunca daha fazla tüketiyoruz. (Hayatımda yemediğim kadar hamburger yedirdin bana Yemeksepeti. Tebrik ederim gerçekten!)

- Sokaklarımıza renk katan, yanı başımızdaki esnaf kan ağlarken, yaşadığımız dokudan kopuk, uzak yerlerden siparişler veriyoruz. (Sürekli pide siparişi verdiğim adamlar meğersem abudik gubudik bir lokasyonda bodrum katından çalışıyormuş. Geçen araba kullanırken şans eseri tabelalarını gördüm.)

- Sokaklarımız sürekli ters yönde giden ve kaldırıma çıkan, devamlı trafik kurallarını ihlal eden ve korna çalan gürültülü motorsikletlilerle doldu. (Geçen hafta bu kuryeci arkadaşlardan biri az kalsın bir buçuk yaşındaki kızımızı eziyordu. Acil bir yerlere hamburger yetiştireceğim diye, çalıştığı restoranın Yemeksepeti'ndeki hız kategorisi puanı düşmesin diye hayatımızı karartacaktı.)

Yukarıda sıraladığım maddelerin sebep olduğu toplumsal zarar eminim Yemeksepeti'nin yarattığı ekonomik değerden çok daha fazladır. (Zaten yaratılan ekonomik değerin büyük bir kısmı restoranların kar marjından, monopolistik güç kullanılarak oyuluyor. Yani gerçek bir katma değer değil.)

Artık hayat kalitesini parayla eş tutan bir gerizekalılık seviyesine düştüğümüz için bu tarz hesap kitaplara kimse girmiyor. (Yaratılan zarara parasal bir değer konamıyor mu? O zaman siktir et, kardayız.)


Yemeksepeti ders kitaplarına girmeli, "digitally native" çocuklarımız için çok güzel bir case study olur. Verilmesi gereken minimum dersler şunlar:

- Ortak varlıkların trajedisine yenik düşmeyin. Kendi hayatınızı biraz iyileştireceksiniz diye başkalarının hayatını bok etmeyin. Onlar benzer kararlar alınca sizin hayatınız da bok olacaktır.

- Teknoloji çözüm ürettiği kadar sorun da üretir.

- Her şey parayla ölçülemez. Değer, paradan çok daha üst bir kavramdır. 

- Kendi hayatınızı kendiniz dizayn etmezseniz, başkaları sizin için dizayn eder. Kontrolü hiç bir zaman kaybetmeyin. Arada bir kullandığınız servislerin, sahip olduğunuz şeylerin gerçekten gerekli olup olmadığını sorgulayın.

optimize mallık

Sanırım insanoğlu bundan sonraki her bir inovasyon dalgasında televizyonu tekrar keşfedecek. Facebook en zeki insanları bünyesine kattı, onlara dünyanın kaynağını ayırdı, optimizasyonun dibine vurdu, sonunda dönüşe dönüşe televizyona dönüştü.

Bu gelişmeye pek de şaşırmamak gerek. Televizyon zaten olgun bir teknolojiydi ve uzun yıllar boyu Facebook'un dikkat ettiği parametrelere benzer parametrelere göre optimize edilmişti.


Dizayn yaparken ahlak nedir unutuyoruz. Millet mala bağlıyor biz seviniyoruz.

"İyi de ne yapalım, insanlar bunu istiyor!"

İyi de insanlar kumar da oynamak istiyor. Herhalde kapitalizmi tamamen kendi haline bıraksak hepimiz şeker hastası, cahil, şişko kumarbazlara dönüşürdük.

İnsan yetiştirmek ister istemez biraz despotluk içerir, çünkü bugün için değil gelecek için optimizasyon yapmanızı gerektirir.

Doğru. Başkası adına kararlar almak, gelecek için optimizasyon yapmak ahlaki açıdan problemlidir. Fakat en azından başarılı olma şansı vardır. Bugün için optimizasyon yaparsanız, insanların içindeki hayvanı dışarı çıkarmaktan başka bir yere varamayacağınız kesindir.

regülasyon, inovasyon, saçmalasyon

Devletler toplumsal önemi olan sektörlerin hepsini ağır regulasyona tabi tutuyorlar. Amaç bizi korumak tabi, fakat sonuç tam bir saçmalasyon.

Eğitim, sağlık, finans, sigorta... Bu sektörlerin hepsi taş çağında yaşıyor. Her hafta en az bir tanesi beni kısa devreye sokuyor. Allah kimseyi banka müşteri temsilcisiyle muhattap olmak zorunda bırakmasın, devlet hastanesine düşürmesin... Ne zaman eğitim sistemiyle ilgili bir gelişme duysam, çocukların hepsinden geçmiş tüm jenerasyonlar adına özür dileyesim geliyor.

"Sen de gereksiz yere şikayet etmeden duramıyorsun... Görmüyor musun her yerimiz start-up oldu ayol, kollektiflere teknokentlere sığamıyoruz!"

Her yerimiz start-up oldu da hayat kalitemiz mi arttı allah aşkına? Eskiden en azından cahildim, bir şeylerin inovasyonla değişebileceğini, her tür sürecin kullanıcı deneyimi açısından mükemmelleştirilebileceğini bilmiyordum. Şu an bildiğiniz işkence çekiyorum. 

"Ama öyle deme ya... Ne güzel kedi, bebe fotoları paylaşabiliyoruz. T-shirt, ayakkabı, diş macunu, hamburger desen hop kapımızda."

Allah belamızı versin gerçekten.

uluslararası sidik yarışları

Birleşik Arap Emirlikleri yüz yıl içerisinde Mars'ta ilk şehri kurmayı hedefliyormuş. Konuyla ilgili araştırmalar için deli gibi para akıtacaklarmış.

Dünyanın en yaşanılmaz yerlerinde, dünyanın en yüksek kulelerini diken, devasa yapay adalar yapan, saçma sapan şehirler kuran BAE, eminim Mars gibi yaşanmaz bir yerde de parayı basarak iyi bir iş çıkaracaktır. 


Adamlardaki sidik yarışı hassasiyetine bakar mısınız? Amerika'dan Elon Musk "Biz Mars'a gidiyoruz kardeşim." dediğinden beri tüm ezik ülkeler ardı ardına "Biz daha önce gideceğiz." gibi demeçler vermeye başladı. Yahu Mars yıllardır orada duruyor, Musk konuşana kadar neredeydiniz?

Ayrıca neden bilimsel araştırmalara kayıtsız şartsız para yağdıramıyorsunuz? İllahi bir dünya savaşı, soğuk savaş veya kolonizasyon furyası mı gerekiyor? İllahi bir dominasyon hikayesi mi gerekiyor?

Dünyanın en ulvi işlerine dünyanın en sikimsonik sebeplerinden dolayı para akıtılıyor olması midemi bulandırıyor gerçekten. Adamlar "en yüksek kule bizde" diyebilmek için inşaat teknolojilerine çığır atlattırdılar ya... Küçük penis sendromu başka bir şey değil.

Bilime destek mi olmak istiyorsunuz? Musk gibi yeni bir uluslararası sidik yarışı çıkartın. Diğer bütün fon toplama çabalarınız, bu tarz bir yarışın yaratacağı etkinin yanında devede kulak kalacaktır.

an information consumption guide

The amount of information created daily is huge. You need to set up some proper filters to preserve your sanity. Here is my personal advice:

- For your deep readings, follow a professional human curator who has similar interests as you do. (You need someone whose actual job is curation. Pay if necessary.) Algorithmic machine curators are horrible at spotting high-quality articles, because they use inputs generated by the general public and the general public has absolutely no taste or depth.

- For your news reading, follow an algorithmic curator. Machines are much better at quickly scanning large databases and bringing together a comprehensive and timely feed. You will not experience much downside neither since the importance of a piece of news is highly correlated with its popularity.

Note that, in both cases, other human readers are utilised to do the most mechanical part of the job for you. This means that if these advices are followed by everyone, then they will no longer work. Machine curators will have no signals to work with and human curators will wait for others to curate.

deconstructing living spaces

I sometimes do the following cognitive exercises while sitting by myself in a lively location:

- I look around to see how old each technology around me is. Of course I never know the precise dates of invention, but I can sort of tell the order. Speakers, chairs, salt, olive oil, heating radiators, light bulbs, concrete... Slowly the space unfolds in time until there is nothing but our naked bodies and the sky. This exercise will help you realise how much of what you take for granted required collective effort over hundreds of years to be discovered and perfected.

- I close my eyes and deconstruct the sonic landscape into its components. The environmental noise can be surprisingly rich. This exercise will help you realise how sensory data gets heavily filtered by your mind.

rate of lucky coincidences

Lucky coincidences are not evenly distributed, neither across time nor population.

Some people are better at paying attention to peripheral details and making spontaneous associations. These muscles can actually be trained and one can get luckier with time and effort. However, as you age, you will have less energy, time and desire to spend on activities where these muscles can be put to work. (e.g. Travelling, going to conferences, meeting new people) In other words, your rate of lucky coincidences is programmed to diminish across time.

PS: On a related note, see the post creativity and ambivalence

deliberate vagueness

Deliberate vagueness can have three major strategic payoffs:

Greater Longevity: If you stay abstract and employ lots of symbolisms, your text has higher chances of surviving many generations. Religious leaders do this all the time.

Wider Appeal: If you use proxies rather than saying exactly what you want to say, your text will admit a wider set of interpretations and thereby enjoy a greater likelihood of being related to. Poets do this all the time.

Less Accountability: By saying lots of things but actually saying nothing you can evade accountability altogether. Politicians do this all the time.

dumb mobile games

Mobile games have inflicted a great deal of societal damage. We do not recognise the extent of the damage since it is of the most unquantifiable kind: We have been deprived of our most creative and meaningful ideas.

Desktop games too can be addictive, but they do not prevent us from being alone with ourselves. Mobile ones, on the other hand, leverage the convenience of smart phones and kill these precious moments of free-association.