say cheese
Paul Ekman'a gore, gercek bir guluste, kontrol edilmesi neredeyse imkansiz olan orbicularis oculi pars obitalis kaslarinin gerilmesi (yani kaşlariniz hafiften asagi inmesi, ve kaşlariniz ile ust kirpikleriniz arasinda kalan dokularin sikilasmasi) gerekiyor. yalnizca zygomatic major'un (şakaklardan dudaklara dogru uzanan kasin) harekete gecirilmesiyle elde edilen gulumsemeler ise hakiki bir mutluluk barindirmiyor. (kizginlik ve tiksinti gibi hislerin disavurumu icin aktive edilen yuz kaslarinin kontrolu gayet kolaydir. dolayisiyla bu tur ifadelerin hakiki olup olmadigini anlamak cidden zordur.)
biraz teatral yetenek ve biraz pratik ile gercege yakin gulucukler uretmek elbet mumkun. fakat rol keseyim derken vucudunuz endorphin salgilamaya baslarsa sakin sasirmayin. Ekman’in arastirmalari, yuz ifadenizin o anki duygusal durumunuzu belirleyen fizyolojik verileri yansitmakla yetinmedigini, ayni zamanda bu verileri, etrafinizdakilere gonderdigi sinyallerle ortusecek sekilde bicimlendirdigini gosteriyor. (e.g. bunalan insan suratini asar, suratini asan insan ise bunalir.) kisinin kendi agzindan ne cikarsa inanmasi gibi bir sey bu. (yalan soyleyememekten daha cilgin!)
sonuc: iyi tiyatro oyunculari ister istemez rollerini ‘yasamak’ zorundalar.